17 Ağustos 2015

Akvaryumdaki Balık, Dünyadaki İnsan, Hiçlikteki Varlık


15 yıl kadar ara verdikten sonra radikal bir karar alarak, gençlik yıllarımdaki hobim, eğlencem, laboratuvarım olan balık beslemeyi tekrar gündemime aldım, ekonomik anlamda o dönemimden onlarca kat fazla alım gücümün olmasının, özgürlük ve karar anlamında da o derece zengin olduğum anlamına gelmediğini eşimle bu fikrimi paylaştıktan birkaç saniye sonrasında idrak etmiştim.
İnsanın öncelikleri arasında kendi isteklerinin zamanla nasıl ilk sıralardan son sıralara gerilediğini irdelemek bir başka yazımızın konusu olacaktır. Ancak tüm sosyal, ekonomik baskılara bir set çekerek kararımı verdim ve sahibinden.com üzerinden iletişime geçtiğim bir lise öğrencisinden 70,30,40 cm boyutlarında 84 litre hacminde orta büyüklükte ikinci el bir akvaryum aldım.

Omnia Mutantur, Nos Et Mutamur In Illis


Bunca zaman yazmaya ara verdikten sonra söze nasıl başlarım, kendimi nasıl ifade ederim inanın bilemiyorum. En son 2010 yılında birşeyler karalamışım bu blog sayfasına. Şahsım adına ne büyük bir acıdır ki anlatamam. Daha yazının ana fikri kafamda belirdiğinde başlık ve görselleri dahi netleştirebilen ben, yarım saattir nasıl bir başlık seçsem, yazıya nasıl girsem diye boş boş ekrana bakınıyorum. 

Başlığın anlamı, tam karşılığı olmasa da "her şey değişir ve biz de onlarla değişiriz". Aradan geçen yaklaşık 5 yıl o kadar değiştirdi ki beni ve her şeyi, böylesi bir başlık uygun olacaktır diye bir hissiyat kapladı içimi. Böyle güzel ve anlamlı bir sözü yazı başlığı yaparken, sözün kaynakçasını vermemek de ayıp olur. Bu sözü ilk kez Thomas Hobbes "Leviathan" isimli eserinde kullanmıştır. Orada kullanırken yaptığı atıf farklı bir bakış açısı içerse de, sözün evrenselliği su götürmez bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır.